Konya'da doğup büyümüş olmamın en sevdiğim tarafı Hz. Mevlana'ya yakın olmak. Onun o yeşil türbesine gidip o havayı solumanın yüzyıllar önce yaşadığı yerlere ayak basmanın, her sabah işe giderken işten eve dönerken yeşil türbesini görüp Ona selam vermenin hazzını da Konya'da yaşayanlar bilir sanırım.
Bana göre Aşkı en güzel anlatan insandır Hz. Mevlana. Onu okudukça anlamaya başladıkça dünyadaki en güzel şeyin aşk olduğunu düşünüyor insan. Her satırında her hecesinde yaşadığı yaşattırdığı o aşk duygusu insanı çok uzak yerlere götürüyor. Şüphesiz ki Mevlana denilince akla ilk Şems Hazretleri gelir. Bu iki büyük alimin karşılaşmasını "iki okyanusun kavuşması" olarak naklederler. Mevlanayı Şemssiz, Şemsi de Mevlanasız düşünmek yanlış olur. Mevlana ile Şems ayrı düştüklerinde Mevlana'nın yazdığı şiir aralarındaki hislerin uhreviliğini, yüceliğini bizlere gösteriyor:
" Beni çok sevdiklerini söyleyenler
Sana nasıl kıydılar ey ateş gözlüm?
Beni sevselerdi benim gözümle yanmazlar mıydı?
Benim gönlümle yanmazlar mıydı?
Senle ne kadar bildiğimi öğrendim,
Elbette aşka aşinaydım amma,
Senle aşka ağlamayı öğrendim...
Seni tanımayanlar ey Parende'm!
Ben gözüyle göremediler seni;
İnce yüreğini, naif aşkını,
Cananda can, canda canan oluşunu... "
Hz. Şemsin 7 kişi tarafından öldürüldüğü ve bu 7 kişinin arasında Mevlananın oğlu Alaaddin Çelebi'nin de olduğu söylenir. Şemsin öldürülmesi, aniden ortadan kaybolması hala gizemini koruyor. Neden öldürüldüğü kimler tarafından öldürüldüğü hakkında net kesin bir bilgi yoktur. Emin olduğum tek şey Şemsin ölümünün Mevlanayı derinden sarstığıdır.
Hz. Mevlana 17 Aralık 1273'te Konya da vefat etmiştir. Mevlana ölümü "Şeb-i Arus" yani düğün gecesi Allah'a kavuşma olarak görür. Ölüm için "Bizim ölümümüz, ebedi bir düğündür" der Hz. Mevlana. Bu yıl ölümünün 746. yılı yani 746. vuslat yıl dönümü. Her yıl Şeb-i Arus Konya da anma törenleri ile kutlanır. Bence insan ömründe bir kere de olsa Hz. Mevlanayı ziyaret etmeli Onun çağrısına kulak vermeli yani "ne olursa olsun yine gelmeli"...