25 Mart 2020 Çarşamba

KORONALI GÜNLER

Ülkece çok zor zamanlardan geçiyoruz. Her gün daha ne kadar kötü olabilir derken daha kötüsüyle karşılaşıyoruz. Öyle bir belayla uğraşıyoruz ki şu an değişmeyen tek gündemimiz korona virüsü oldu. Daha düne kadar işe gidip geliyordum. Dün maliye bakanının açıklaması ile beyannameler ertelendi de biz de mali müşavirler olarak evlerimizde güvende hissediyoruz. Her gün bindiğim otobüs zevkle yaptığım evrak işlerim bana o kadar zor gelmeye başlamıştı ki bir hafta bir yıl gibi geçti. Tabi bu tehlikeli zamanda benim gibi işe gitmek zorunda olan tüm insanlara Rabbim yardım etsin.

1 buçuk senedir aralıksız ve izinsiz çalıştığım için evde ne yapacağımı şaşırıyorum. Bitmeyen romanımı bitirip yeni bir dizi izlemeye başladım. You adlı dizi bir sosyopatın aşık olduğu kızla olan ilişkisini yaşamını konu alıyor. Daha çok başlarındayım umarım izlediğime değecek bir dizidir.

İnsanın boş zamanlarında fazla düşünmeye vakti oluyor. Bu durumdan nasıl fayda sağlayarak çıkabiliriz onu düşünüyorum. İnşallah minumum can kaybıyla bu zorlu süreci atlatabiliriz. 

8 Mart 2020 Pazar

21. YÜZYIL BUHRANI




     ''Kötü kader diye bir şey yoktur.
     21. yüzyıl vardır. 
     Ve bu yüzyıl yavrucuğum; 
     Bir kelebeği bile intihar ettirebilir. ''




      
      Jose Saramago'nun çok hoşuma giden bir sözüdür. Rivayete göre 1 günlük ömrü olan kelebek bile yaşanan olaylara dayanamıyor intihar ediyor. Peki ortalama 70-80 yıl yaşayan insan bunca acıya nasıl dayanıyor?  Aynı olayı ilk duyduğumuzda büyük bir tepki göstersek bile sonrasında tepkimiz azalıyor. Bence acılara alışıyoruz, ne kadar çok acı yaşarsak o kadar çok bağışıklık kazanıyoruz. 

     Her yüzyılda ortaya çıkan savaşlar, buhranlar, krizler, kıtlık, salgın hastalıklar milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. 2000'li yıllarda hayatımızdan çok şey aldı. 21. yüzyılın felaketlerinden biz de diğer ülkelerle birlikte nasibimizi aldık. Bu felaketlerin yanında ülkemizi gururlandıracak mutlu edecek olaylar da gerçekleşti. Ama acı mutluluktan daha baskın bir duygu olduğu için geriye döndüğümüzde kötü hatıraları daha kolay hatırlıyoruz.

    Özellikle şu son 2-3 ayda ülkece görmediğimiz zorluk kalmadı. Elazığ depremiyle yitip giden canlar canımızı çok yaktı. Ardından yaşanan çığ felaketi bir acıyı unutturmadan yenisini yaşattı bizlere.Dünyanın üzerindeki en büyük korku sebebi corona virüsü 2020 yılının bir diğer büyük kabusu. Henüz ülkemizde bir can kaybı yaşanmamış olması bizleri rahatlatsa da virüs komşularımıza kadar sıçradı. Çok fazla can kaybı olmadan bu beladan da dünya olarak kurtuluruz umarım. 

    En sonda 27 Şubat Mübarek Regaip Gecesi yaşadığımız acı olay. O gece tam 33 vatan evladını şehit verdik. 33 ailenin evine şehit düştü. Ülke olarak hepimizin yüreği yangın yerine döndü. 

    Dilerim bu olaylar son olur da 2020 yılının devamında hep güzel haberler alırız..