3 Aralık 2020 Perşembe

KELİME OYUNU - 1

  


 Çok güzel bir etkinlik haberi  geldi bugün kımızı ruh'tan . Her hafta belirlenen beş kelime ile herkes içinden geçenleri yazacak. İster öykü, ister makale ya da söyleşi. Siz ne yazmak isterseniz yazın. Çünkü yazmak insanın derdini, neşesini kelimelere dökmek demek. Hadi paylaşın sizde bizimle hislerinizi.

    Ben çok minik bir öykücük yazdım şimdilik. Umarım ilerleyen zamanlarda kendimi daha da geliştirebilirim. bu haftanın kelimeleri  DENİZ KAYIKÇI SİMİTÇİ ARABA DEDE.

                   İŞTE MİNİK ÖYKÜM :)

       Dünyanın tüm yükü sırtımdaymış gibi büyük bir ıstırapla oturdum bankın üzerine. İşten çıkalı birkaç saat olmuştu. Boş boş dolanmıştım sokaklarda. Babaannem rahmetli olsa avare avare ne dolaşıyorsun kızım bu saatte derdi. Derdimi tasamı anlar gibi bakardı gözümün derinliklerine. Sonra konuşmaz ruhumun açlığını karnımın açlığıyla giderebilecek gibi hemen yemeye bir şeyler hazırlardı. Tatlı tatlı konuşur sanki ekmek bıçağıyla derdimi, kederimi sıyırırdı ruhumdan. Ama şimdi yalnızdım bu bankta. Ne babaannem vardı derdimi paylaşacağım ne de başka bir insan evladı.

     Gün yavaş yavaş akşama dönmeye başlamıştı ben bankta otururken. Denizin tuzlu kokusunu ciğerlerime çektim. Durgundu bugün deniz. Az ileride kayıkçı bir ihtiyar vardı. Denizin sakinliği ona da sirayet etmiş olmalı ki dalgın dalgın oltasının başında denizi seyrediyordu. Ne vakit sonra bir kıpırdanma oldu. Bizim ihtiyar kayıkçı iri bir balık yakalamış olmalı ki gülümsemesi benim bile içime işledi. Şükür dedim içimden emeğinin karşılığını aldı. 

     Güneş nazlı nazlı kaybolup gitti gökyüzünde. İnsanlar telaş halinde evlerine koşturuyordu. Yaşının ortalarında kısa boylu bir kadın, simitçi arabasını itiyordu hızlıca. İnsanlar eve varmak için çabalarken benimse hiç eve gitmek gelmiyordu içimden. Sonsuza kadar egenin derin sularına bakmak, bu bilinmezlik içinde güneş gibi kaybolup gitmek geldi içimden. Düşündüm ki şu an hiç var olmamış olsam ne güzel olurdu. Dünya hep bir telaş haliydi benim için. Durup dinlenmeye, oturup soluklanmaya hiç vakit olmuyordu. Nasıl olsun ki ekmek ağzındaydı aslanın. Vakit oturup dinlenme değil bu düzen içinde savrulmadan tırnağını bir yerlere geçirme vaktiydi. İşçi olmak zordu vesselam. Öyle her şeye hakkın yoktu anlayacağın. 

    Kalk dedim kendi kendime var git evine. Çantamı omzuma takıp başımla hafifçe selam verdim bizim ihtiyar dedeye. Bir süre sonra ben de insan kalabalığının içinde kaybolup düştüm bizim semtin yoluna.

26 yorum:

  1. Eline emeğine sağlık. Güzel cümleler yakaladım."... ruhumun açlığını karnımın açlığıyla giderebilecek gibi hemen yemeye bir şeyler hazırlardı." Hep daha iyiye, hep daha güzele koşalım, sağlıklı günlerimiz olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel yorumun için 😊 inşallah hep daha iyi olur 😊
      Sağlıklı günler

      Sil
  2. heeey gelcam yineee :) linkini hem etkinlik yazımın yorumlarınaa hem de son yazıma koyduuum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim deep💙💙 hep beklerimmmmm

      Sil
  3. Ne güzel bir babaanneymiş o elleri öpülesi. Dünya telaşı içinde oturacak zaman bile bulamıyor insan... İşte o hallerdeyken deniz görmek, su görmek dinlendiriyor insanı. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel yorumun için 🌸

      Sil
  4. Ne güzel bir betimleme vardı yazınızda ,kendimi an orada hissettim.Cümle,kelime seçimleriniz "cuk" olmuş hele o babaannenin cümlesi anımsattı :) Kaleminize sağlık :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir yorum bu 🌸 çok teşekkür ederim güzel düşüncelerin için 😊

      Sil
  5. ah çok güzel yaaa, babaanne kısmısı çok duyguluydu, sonraaa balıkçının zaferi oleeey, sonra da hayatın anlamıııı sonra da eve dönüş çok çok iyi vallahi. ilerde sen de beş kelime bulcan yazcan biz de yazcaz bana neeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim deep sende bunları duymak çok güzel 💙 tabi ki bulurum haber vermen yeterli

      Sil
    2. bak ikinci haftanın kelimelerini kırmızı ruh vermiştiydiii :) üçüncü haftanın kelimelerini kendi dünyasından verecek. o zamansaaaa dördüncü haftanın kelimeleri de sendaaaan :)

      Sil
    3. Tabi ki deep şimdiden düşünmeye başlıyım o zaman 😊

      Sil
    4. eveey, kendi dünyasından bugün ikiyi yazarken üçüncü haftanın kelimelerini verecek, sen de üçü yazarken dördün kelimelerini verirsin :) baksana, feriha hanım dört yazımın yorumlarını okusanaaaa, orda şimdi konuşuyoduuk :)

      Sil
    5. Tamam geliyorum hemen😊😊

      Sil
  6. Karakterin yorgunluğu hissettim okurken. Bazen insan durmak istiyor sadece. Bir yere yetişmeye çalışmadan. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Katıldığınız için çok teşekkürler. Bu minik öykünün sanki yaşanmışlığı var gibi geldi, çünkü benim hikayelerimiz hep b,ir ilham kaynağı var, sizinki de yaşanmışlık kokuyor, yada bana öyle geldi. Güzeldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim gerçekten çok güzel bir etkinlikti 🌸 aslında kurdu bir hikayeydi. Ama size böyle hissettirdiysem ne güzel 😊

      Sil
  8. Yaşlılar hala etkilerini, deneyimlerinin izlerini sürdürüyorlar yaşantımızda. İyi ki vardılar, iyi ki varlar.
    Yüreğine sağlık Hanife.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru söyledin iyi ki varlar hep varolsunlar🤲
      Teşekkür ederim 💙

      Sil
  9. harika etkinlik harika öykü sevgiler...

    YanıtlaSil
  10. bu da çok güzeel :) sonlara doğru hissettim kara<kterin omuzlarındaki yükü resmen duygulandım. babaannesinin yemek hazırlama detayı çok güzel olmuş sahiden de öyle yapar büyükler, yemek yedirince bir şeyler içirince içleri rahatlar onların tavrı karşıdakini de rahatlatır :) güzel hikayeydi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel yorumun için 🌸 duyguyu yansıtabildiysem ne mutlu bana

      Sil